Zorunlu vedalar,aşkın zincirlerini orta yerinden koparan nedenler
Zorunlu vedalar,aşkın zincirlerini orta yerinden koparan nedenler.Ve zamana yenik düşen boşa bekleyişler.Ardından gelen kırgınlıkların,umutlarının hiç yere çırpınışlarının verdiği yorgunluk.
Farklı coğrafyalara,meçhul diyarlara,gidebildiğin kilometrelerce uzağa gidersin bazen.Belkide Ali gibi mutlu bir dünyanın peşine sürüklemişsindir kendini.Veyahut başını kaldıramadığın o modern dünyanın temellerini atmak için bir kaç ders kitabı içinde,kampüs kantinlerinde heba etmişindir ardında bıraktığını.Ya da elinde değildir.Bir aşk işçisi gibi çalışırsın.Ücra fabrikalarda,gece vardiyalarında,boz topraklarda.Sırf bekleyenin düşlerinin kahramanı için.Olamıyordur,terlerin sadece sırtında nem hissettiriyordur amaçlarının yerine.Ve kayıp gittiği anla birlikte idam edersin emeklerini.....
Peki hayatın seni her yolda,her aşkta,her planda hep çember dışı ettiğini varsaymadan, elinde,yüreğinde,gözlerinin dibinde olanı birgün cımbızla çeker gibi alacağı vakit geldiğinde ne diyeceğiz kendimize.
Bir de karşına dikildiyse Nilgün gibi. Göçüyorsa ellere.Onca geçen yılların ardında ki sonu bir cümleyle sığdıracak kelam beklerken,tıkanıp kalmış,dolan gözlerini kaçıran,anlamsız mısraların titrerken ,ruhuna siniyorken depresif hallerin. Diyebileceğin kısa öz bir kaç satır.''Mutlu ol,hakediyorsun,güzellikler seninle'' gibi dilinden gelen ama yüreğinde ki o sağır,o kör,o sakat ses için için damlıyorken,acıtıyorken seni.Bu kadardır diyebileceğin.Kaçacak bir neden bakarsın ve anlarsın ki, ''hergün payına düşen şey küçük bir gökyüzü parçası'' dır atık...
Dolu dolu bir facebook sayfası:facebook.com/yeditepeistanbull