Endüstriyel Futbol
"Endüstriyel futbol en basit tanımıyla para karşılığında yapılan bir
show'dur. Diğer bir tanımla ise taraftarların hislerini ticari kaygılar
haline getirerek, futbolun bir pazar haline dönüştürülümesidir."
Endüstriyel futbolun başlangıç tarihi 1992-1993 sezonudur. Bu sezonda hem Avrupa Şampiyonlar Ligi hem de İngiltere Premier Ligi kurulmuştur.
Bu
tarihten itibaren futbolun temel taşı olan taraftar grupları, kulüpleri
yönetenler tarafından "tüketici" yani ürün ve hizmet satın alan müşteri
olarak tanımlanmaya başlamışlardır. Kulüplerin yeni stadlar inşa ederek
gelirlerini artırma isteğiyle başlayan ve sonrasında ortaya çıkan
reklam, sponsorluk gelirleri ile bunların etkisiyle artış gösteren
logolu ürün (merchandising) gelirleri ve özellikle özel televizyon
kanalları arasında yaşanan yoğun rekabetin bir sonucu olarak önemli
artışlar yaşanan yüksek yayın hakları gelirlerinin de katkısıyla baş
döndürücü bir hızla futbol büyük bir endüstri olarak yeniden
yapılanmıştır. Bundan sonraki aşamada ise futbol kulüplerinin anonim
şirketler kurarak bu şirketler aracılığıyla hisse senetlerini halka arz
ettikleri ve borsalarda kağıtlarının işlem görmeye başladığını
görüyoruz
Son yıllarda ise
endsütriyel futbol tüketicinin yaşamının her anına girmek konusunda
bambaşka boyutlara ulaştı. Bankalarla anlaşan kulüpler, üzerlerinde
takımlarının logoları olan kredi kartlarını müşterilerine yani
taraftarlarının hizmetine sunmaya başladı. Bu kredi kartlarını
kullananlar kulüplere ait tesislerde indirim almaya başladılar. Mobile
operatörlerde ve internet sağlayıcılarda da benzer hizmetler almak artık
oldukça yaygınlaştı. Bu duruma teknolojik sponsorluk gelirleri diyor
kulüpler. Bir de lisanslı ürün satan mağazalar olgusu var. Artık kendi
takımınızın renklerini taşıyan bir çalar saatin alarmı ile güne
başlıyor, işe giderken yolda takımınızın radyosundan en güncel transfer
haberlerini dinliyor, akşam eve döndüğünüzde ise takımınıza ait
televizyon kanalından haftasonu oynanacak maçtaki kadroyu ilk elden
öğrenebiliyorsunuz.
Yeni yapılan modern stadlarla ve yüksek
sezonluk (kombine) bilet satışlarıyla seyirci profili de değişmeye
başladı. Artık eskisi gibi maç boyunca gırtlağını yırtarcasına takımına
destek olan tutkulu seyirci profilinin yerine gelir düzeyi yüksek,
tepkisini sadece alkışlarla gösteren, maçı adeta tiyatro seyreder gibi
seyreden donuk bir seyirci profili oluşmaya başladı. Bu durum özellikle
Avrupanın önde gelen ve endüstriyel futbolla erken tanışmış olan
Almanya, İtalya, İspanya ve İngilterede daha yaygın ancak Türkiye gibi
endüstriyel futbolla daha geç tanışmış ülkelerde tutkulu seyirci
profili, etkinliği azalsa bile varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Geçmiş
ile bugünü kıyaslamak anlamlı olmaz, çünkü bugün de aslında yarın
olduğunda geçmiştir ve değişmez tek zaman kavramı her zaman gelecektir.
Bu bağlamda bugünkü endüstriyel futbol gerçeği içerisinde seyircinin
tutkusunu yapıcı anlamda nasıl koruyabiliriz konusunu düşünmemizin doğru
olacağı inancındayım. Çünkü yöneticilerin ve gelir sahiplerinin bakış
açılarına rağmen taraftar kendisini hiçbir zaman tüketici olarak görmez,
taraftar her zaman taraftardır ve bu gerçek en azından taraftarlar için
hiçbir zaman değişmeyecektir.
Kaynak: http://www.tribundergi.com/haber/endustriyel-futbol
Endüstriyel futbolun başlangıç tarihi 1992-1993 sezonudur. Bu sezonda hem Avrupa Şampiyonlar Ligi hem de İngiltere Premier Ligi kurulmuştur.
Adana Demirspor/ Metin Kurt: eski millî futbolcu, teknik direktör, sendikacı ve siyasetçi. |
Kaynak: http://www.tribundergi.com/haber/endustriyel-futbol