Gençlerin ineklere(çalışkan öğrencilere) eziyet etmesinin
bir nedeni de kendilerini daha iyi hissetmek istemeleridir. Suyuniçinde
batmadan durmak istiyorsanız, suyu aşağıya iterek kendinizi yukarı
kaldırırsınız. Keza herhangibi bir sosyal hiyerarşi sisteminde de, kendi
konumlarından emin olamayan insanlar, kendilerinden alt düzeyde
olduğunu düşündüklerinde insanlara kötü davranarak konumlarını
vurgulamaya çalışırlar. Bir kaynakta, Amerika Bİrleşik Devletleri’nde
silahlara karşı en saldırgan grubun fakir beyazlar olmasının sebebinin
de bu olduğunu okumuştum…
Okullara gelince; onlar bu sahte dünyada sadece birer ahırdır.
Okulların resmi amacı çocuklara eğitim vermektir. Gerçekte ise,
çocukları günün büyük bir kısmından biir yere kapalı tutup,
yetişkinlerin işlerini halletmelerine yardımcı olurlar. benim bu konuda
bir sorunum yoktu. Uzmanlaşmış bir sanayi toplumunda etrafa başıboş
koşuşturan çocuklar olması felaket olurdu.
Okulların belirtilen amacı çocuklara eğitim vermektir. fakat bunu iyi
yapmaları yönünde herhangi bir dış baskıya maruz kalmıyorlar. Bu
nedenle de pek çok okul o kadar kötü eğitim verebiliyor ki, çocuklar, en
zekileri bile, bu eğitim ciddiye almıyor. Öğrenciler ve öğretmenler,
hepimiz sadece akışı izleyip çoğu kez isteksizce davranmışızdır.
Devlet okullarında elbette işini çok iyi yapan öğretmenler var.
Dördüncü sınıftaki öğretmenim enerjisi ve hayal gücü, o senemizi,
öğrencilerinin otuz yıl sonra bile hala andığı bir yıla çevirmişti.
Fakat onun gibi öğretmenler akıntıya karşı yüzen kişilerdi. Sistemi
maalesef düzeltemediler.
Asıl sorun, okul hayatının boş oluşudur. Yetişkinler sorunları çözene
kadar, sorudan da çözümden de haberimiz olmaz. bunu ilk far eden
yetişkinler de okuldayken inek olanlardır.
Ben öğrenciyken intihar, çocuklar arasında sürekli konuşulan bir
konuydu. Tanıdığım hiç kimse intihar etmedi, ancak pek çoğu planladı ve
hatta bazıları denemiş bile olabilir. Bu genellikle, sadece gösteriş
için yapılırdı. Diğer gençler gibi biz de dramatik olanı seviyorduk ve
intihar çok dramatik görünüyordu. Ama bunun sebebi biraz da hayatımızın
zaman zaman gerçekten acı verici olmasydı.
Çocukken, olaylara bir başkasının gözündenn bakmam sürekli tembih
edilirdi. Pratikte bu, kendi isteğim şey yerine, başkasının istediği
şeyi yapmam anlamına geliyordu bu durum elbette ki empatiyi gözümden
düşürüyordu, bende empati kurmaktan vazgeçtim.
Hackers & Painters Bilgisayar Çağından Büyük Fikirler